Yansa da Ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Beklerim seheri kumrular ötmez
Rahmet olmayınca bir nimet bitmez
Kapından bu âsi kovsan da gitmez
Kovsan da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Beklerim seheri eserse yeller
Hakikat bulana müjde ederler
Cennetten toplamış huriler, güller
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Buna zaman derler, neylesin zaman
Var ise kalbinde nur ile iman
Ulu mahkemeye vardığım zaman
Bakıp hakikate ağlar Hüdâî

Doğmadı mı bir nur Mekke ilinden
Melekler yapışmış zülfün telinden
Hep benim çektiğim ışkın elinden
Kovsan da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Hakikat ararsan membaına var
Hakk’ın aşkın çeken hep böyle yanar
Seyret cihanı hakikatte ne var
Görse de ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Bir selâm gönderdim Hakk’ın dostuna
Hakikat bulutu gelmiş üstüne
Âh ben de otursam dostun postuna
Görüp hakîkatı ağlar Hüdâî

Görmüşüm Habeş’te geçme Yimen’e
Yanmışım bu aşka bilmem kime ne
Sualler sormuşum çiçek çimene
Asla Mevlâ’sından geçmez Hüdâî

Yağarsa yağmurlar dökülür boran
Mevlâ kapısında bu kalbi viran
Görmüşüm nurunu olmuşum hayran
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Reyhanını aldım cennet gülünden
Ben neler çekmişim ışkın elinden
Ulu Mevlâ bilir benim hâlimden
Mevlâ’nın ışkına yanar Hüdâî

Ol Levh’te yazılmış Muhammed ihsan
İsm-i şerîfine halk olan cihan
Ol senin nurundan almışım reyhan
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Âlemlere rahmet Muhammed tenin
Muhammed nurunun âşığı benim
Bu hâle getirdi ol nurun senin
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Tatmışım tadını Habeş ilinin
Almışım reyhanın cennet gülünün
Avazın işittim ol bülbülünün
Görse de ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Bir nazar eyledim Babil şehrine
Gözyaşı karıştı dünya bahrine
Halk istihza eder, evin kahri ne
Bulmadı hakikat ağlar Hüdâî

Bir nazar eyledim yedi iklime
Mevlâ’nın gazabı düştü aklıma
Ben de ulaşaydım seher vaktine
Arar Mevlâ’sını bulamaz Hüdâî

Kalpten zuhur eden ol zuhurâta
Yakmadı Halil’i nâr-ı Nemrut’a
İsyanlar işledim eyledim hata
Hatasını bildi şimdi Hüdâî

Düşmüşüm çöllere pek yakın Tûr’a
Ciğer püryan olmuş sızlıyor yara
Bir nazar eyledim ol doğan nura
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Düşmüşüm çöllere ol ulu Mevlâ
Kullara lütfun çok rahmetin deryâ
İsyanım çok Hüdâ’m yüzüme vurma
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Mekke’nin yelleri esti yüzüme
Ol hidayet hiç kum atmaz gözüme
Işkın ateşidir düştü özüme
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Bu cihan dar oldu ol zaman bana
İltica eyledi bu âciz sana
Nurun hidayeti erişti bana
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Hidayet almadan kapından gitmem
İnşallâh izninle hatalar itmem
Ol hidayet bâbın ben de terk itmem
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

İnayet beklerim ey Hüdâ’m senden
Şimdi zuhur etti ateşler tenden
Bütün ihvanlara inayet senden
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Evliya enbiya çektiler alem
Hakk’tan ayrılır mı hakikat bilen
Ol yedi dergâhta ol nuru gören
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Bir zaman azmettim Necid iline
Ben de âşık oldum gonca gülüne
Nazar et seherde ol bülbülüne
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Ol gece çağırır semada melek
Rabb’isinden diler bu âciz dilek
Bizi bu hâllere getiren felek
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Kâbe’ye yolladım bir Hâcı İsa
Duâdan haberdar Muhammed Musa
Kapında hizmetçi Hüdâî olsa
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Hakikat kalemi çalınır mim’e
Ol Mevlâ’nın nuru doğmuştur yine
Sıdk ile sarılın bu âli dine
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Hakikat defterin aldım elime
Evrad ettim şu tevhidi dilime
Var mı karşı gelen acep ölüme
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Ne yaparsa yapsın şu duran âlem
Bir gün ol oynarsa, çağırır kalem
Dağlarda bilmiştir Hüdâî gelen
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî

Ol Mevlâ’m koymuştur Hüdâî adım
Melekler ederler gökte feryadım
Mevlâ’m senin ışkından almışım tadım
Yansa da ayrılmaz Hakk’tan Hüdâî